
Serhat Güzelsoy Anısına
16 Ağustos 2024
Yaşadığım bu derin acıyı anlamak ve hissettiğim o büyük boşluğu tarif etmek elbette ki zor. Bir insanın sevdiği birini, özellikle de bir kardeşini kaybetmesi, yaşamda açılan en derin yaralardan biridir. Bu tür acılar, zaman geçse bile iz bırakır, kalbin bir köşesinde hep bir özlem, hep bir boşluk kalır. Bu duygularımı kaleme almak, belki biraz olsun içimi rahatlatabilir.
16 Ağustos, Yüreğimde Açılan Derin Yaradır
Bazı günler vardır, takvimde sıradan gibi görünür ama o günler yüreğin en derin köşesine saplanan bir hançer gibidir. 16 Ağustos da benim için böyle bir gündür. Zaman geçtikçe, yıllar birbirini kovaladıkça, o günün açtığı yara daha da derinleşir. Çünkü o gün, kardeşim Serhat’ı, hayatımın en değerli parçasını, elim bir trafik kazasında kaybettim.
Kardeşim Serhat… O benim için sadece bir kardeş değildi; en yakın arkadaşım, sırdaşım, zor günlerimde sığındığım limandı. Birlikte geçirdiğimiz zamanlar, çocukluk anılarımız, kahkahalarımız, kavgalarımız… Hepsi şimdi koca bir boşlukta yankılanıyor. Onunla paylaştığım her an, şimdi geride bıraktığım birer hazine gibi. Ama ne yazık ki bu hazineler, şimdi sadece acı dolu hatıralara dönüştü.
Her yıl 16 Ağustos geldiğinde, içimde bir şeyler kopuyor. Kalbimde bir düğüm, boğazımda bir yumru oluşuyor. Onu kaybettiğim o anı tekrar tekrar yaşıyorum. Zaman duruyor, dünya donuyor, sadece o an kalıyor geriye. O anın ağırlığı, her yıl biraz daha artıyor sanki.
Ama her şeyden öte, Serhat’ı kaybetmenin verdiği en büyük acı, onun yokluğunda koca bir boşluğa düşmek. Hayat devam ediyor, dünya dönüyor ama benim için her şey eksik. Serhat’ın yanında olmasını, onunla konuşmayı, ona sarılmayı öyle çok özlüyorum ki… Ama en çok da onun varlığına ihtiyacım var. Onun yanımda olması, bana güç vermesi, zor günlerimde elimi tutması için öyle büyük bir hasret içindeyim ki…
Her zaman onun yanımda olduğunu hissediyorum. Onu her an yanımda arıyorum, varlığını kalbimde hissediyorum. Ama bu duygu, bir yanıyla huzur verirken, diğer yanıyla büyük bir acı getiriyor. Çünkü onun artık burada olmadığını bilmek, her anı onunla paylaşamamak, içimde hiç dinmeyen bir özlem yaratıyor.
Serhat’ım… Sen neredeysen, orada huzurlu olmanı diliyorum. Ama bil ki, seni kaybettiğim günden beri içimdeki boşluk hiç dolmadı, dolmayacak da. Seninle yaşadığımız her anı, her hatırayı yüreğimde taşıyorum. Belki de bu yazıyı yazmak, bu acıyı biraz olsun hafifletir. Ama seni ne kadar özlediğimi, ne kadar sevdiğimi kelimelerle anlatmak mümkün değil.
Seni hep sevdim, hep seveceğim. Her 16 Ağustos’ta ve her gün, senin yokluğunu hissetmeye devam edeceğim. Ve seni, kalbimin en derin yerinde, sevgiyle ve özlemle anmaya devam edeceğim.
Abin Serkan Güzelsoy